Cinsel Sorunların Tedavisinde Hipnoz ve Hipnoterapi
Kamuoyunda cinsellik kadar olmasa da çok ilgi çeken, merak uyandıran; buna karşı hakkında bilinenlerin hemen tümünün yanlış olduğu başka bir konu da hipnozdur. Söz, bakış, hayal gücü ya da bazı yardımcı nesneler kullanılarak telkin vb. tekniklerle oluşturulan; kişinin duygu, düşünce, algı ve bellek işlevlerinde değişikliklerin gerçekleştirilebildiği çok özel bilinç durumuna “hipnoz” diyoruz. Hipnoz tamamen beynin doğal ve normal işlevlerinden bir tanesidir. Büyü, sihir ya da doğaüstü hiçbir yönü yoktur. Hipnoz sadece gevşeme ve rahatlama aracı değildir. Hipnoz bilinçaltına açılan bir kapıdır. İyi bir cinsel terapist bu kapıdan içeri girer ve cinsel hastalıklara, kötü huylara, alışkanlıklara yol açan ve çocuklukta hatta bazen doğmadan önce oraya yerleşmiş yanlış bilgileri, inançları, düşünceleri, algılamaları bulur ve değiştirir. Ayrıca eğitim almış hipnoz uygulayıcılarına hipnozitör, hipnozla cinsel terapi veya psikoterapi yapan terapistlere ise “hipnoterapist” denir. Özellikle psikolojik kökenli cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde, hipnoz son derece etkili yöntemdir. Yıllardır cinselliği bir tabu sayan, ayıp, yasak ve günah kavramları tarafından kuşatan ve konuşamayan Türk insanı, artık cinsel sorunları olduğunu kabul ediyor ve çözmek için yeni çareler arıyor. Hipnozun tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de en yaygın kullanıldığı alanlardan biri de erken boşalma, iktidarsızlık, vajinismus, cinsel isteksizlik vb. cinsel işlev bozuklarıdır.
Hipnoz Kolaylaştıran Bir Araçtır
Hipnoz cinsel terapide kullanılan araçlardan biridir. Hipnoz aracılığı ile bazı cinsel işlev bozukluklarının tedavi edilmesine “hipnoterapi” diyoruz. Cinsel terapi seansları sırasında kullandığımız tıbbi bir girişimlerden biri olan hipnoz; tek başına mucize yaratmaz. Çünkü hastayı iyileştiren bizzat hipnozun kendisi değil, hipnoz sırasında uyguladığımız değişik tedavi yöntemleridir. Yani, hipnoz cinsel terapide çok işe yarayan ve kolaylaştıran bir tedavi aracıdır. Bu anlamda hipnozu bir şırıngaya benzetmek mümkündür. Nasıl ki şırınga, iyileşmek için hastanın gereksinim duyduğu çeşitli ilaçları uygulamak için kullanılan bir tedavi aracı ve hastayı iyileştiren şey şırınga değil de içindeki ilaçlar ise; aynı şekilde hastayı iyileştiren şey bizzat hipnozun kendisi değil; hipnoz sırasında uygulanan değişik tedavi yöntemleridir.
Hipnoz Uyku Değildir
Hipnozdaki kişinin uyanıktır, hipnozitörün yani hipnoz uygulayan kişinin tüm sözlerini duyar, anlar ve hatta yargılayıp sorulara yanıtlar bile verebilir ancak farklı bir bilinç halindedir. Dıştan bakıldığında hipnozdaki kişi çok rahat ve huzurlu bir şekilde uyuyor gibi göründüğünden yüzyıllardır, hipnozun bir uyku olduğu yanılgısı yerleşmiş olarak sürmektedir. Oysa hipnoz bir uyku değildir. Hipnoz artmış bir farkındalıktır. Hipnoz, kişinin gönüllü isteğiyle, hipnoz uygulayan kişinin direktifleri doğrultusunda dikkatini toplaması, gevşemesi ve yoğunlaştırması ile gerçekleşen bir durumdur. Dolayısı ile hipnoza girmek istemeyen kişi dikkatini yoğunlaştırmayacağı ve direktiflere uymayacağı için isteği dışında hipnoza sokulamaz. Hipnoz sırasında kişinin kontrolü tamamen kendi elindedir. Cinsel terapide bilinçli hipnoz tekniği kullanılır. Yani kişi, hipnozitörün söylediği her şeyi dinler, anlar, değerlendirir ve istemediği hiçbir şeyi söylemez, istemediği hiçbir şeyi de yapmaz. Eğer, hipnoz uygulayan kişi, hipnozdaki kişiden söylemek istemediği gizli sırlarını söylemesini yada onun ahlaki ve sosyal değerlerine aykırı bir şeyi yapmasını isterse kişi bunu kabul etmez daha da zorlanırsa hipnozdan çıkar.
Herkes Hipnoza Giremeyebilir
Kimi insan hiç hipnoza giremezken, kimileri çok kolay kimileri ise çok zor hipnoza girerler. Kişilerin hipnoza girebilme düzeyine “hipnoza yatkınlık” adı verilir. Hipnozun gerçekleşmesinde zeka, algılama, değerlendirme, hayal gücü ve konsantrasyon çok önemlidir. Bu nedenle de bu işlevlerin düzeyleri hipnoza yatkınlığı belirlemektedir. Hipnoza yatkınlık, bireyin kişilik özelliklerine, bilişsel işlevlerinin düzeyine ve içinde bulunduğu ruhsal durum ya da varsa ruhsal hastalığının niteliklerine göre farklılıklar gösterir. Örneğin, dikkat ve algılamanın ciddi düzeylerde yetersiz olduğu ya da bozulduğu zeka geriliği olan kişilerin, ağır depresyon ve bunama hastalarının hipnoza girmeleri mümkün değildir. Yine karşısındakine güvenmeyen, her an kontrolü elden kaçırma ya da zarar görme endişesi yaşayan, kuşkucu, aşırı titiz ya da başkalarından direktif almayı kabullenemeyen paranoid, obsesif ve narsisistik kişilik özellikleri olan kişiler hipnoza çok zor ve yüzeysel girerler. Zeki, hayal gücü kuvvetli, kolayca dikkatini yoğunlaştırabilen kişiler; hipnoza çok kolay girer, kolayca derinleşebilir ve cinsel sorunlarına çok daha kısa sürede çözüm bulabilirler.
Hipnozdan Çıkamama Gibi Bir Durum Söz Konusu Değildir
Hipnoza alınan herkes seans sonunda hipnoz uygulayan kişinin direktifleriyle hipnozdan çıkabilir. Diyelim ki hipnoz sırasında hipnozitör çeşitli nedenlerle kişiyi hipnozdan çıkartmadan odadan ayrıldı. Hipnozitörün uzaklaştığı süre ve mesafeye bağlı olarak bir süre sonra hipnoz kendi kendine sona erer. Yani hipnozdan çıkamama gibi bir durum söz konusu değildir. Ayrıca iyi ve tecrübeli bir hipnozitör televizyon başında izleyenleri veya telefonda karşı taraftakini hipnoz yapabilir. Hastanın hipnoza girmek için hipnozitöre ihtiyacı vardır, ancak çıkmak için değil.
Vajinismus Ve Erken Boşalmaya Hipnozla Çare
Hipnozla cinsel sorunların tedavisinde hastalığın öznelliğineve hastanın durumuna göre seansların uzayabilir. Hipnozla enkolay tedavi edilen cinsel sorunların başında erken boşalma vevajinismus, en zor tedavi edilenlerin başında ise cinsel kimlikbozuklukları gelmektedir. Hipnoz cinsel yaşamınrenklendirilmesinde de büyük yarar sağlayabilir. Cinsel isteksizlikduyanlar, korku nedeniyle ve acı nedeniyle ilişki kuramayanvajinismuslu kadınlar, erken boşalıp partnerini tatmin edemediğiiçin suçluluk duyan erkekler, hipnozun etkisiyle normaledönebilirler. Ayrıca hipnoz iktidarsızlığın cinsel terapisinde çokyoğun olarak tercih edilmektedir.
Özellikle kadınlar hipnoza daha yatkındır. Çünkü kadınların üzerinde var olan toplumsal, ailevi ve dini baskılar nedeniyle cinselliği çok daha az konuşur ve yaşarlar. Bu nedenle hipnoz seanslarında kendi cinsellikleri yeniden keşfedebilirler ve sorunlarına erkeklere göre daha kolay çözüm bulabilirler.
Kadın sağlığı ve hastalıklarını inceleyen ve tedavi eden hekimler olan jinekologlar, önce muayene ederek, ilaç vererek veya girişimsel müdahaleler yaparak tedavi yaparlar. Cinsel terapistlerden farklı olarak jinekologlar, hastalarına dokunabilirler, girişimsel müdahalelerde bulunabilirler. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına ve yönetmeliklerine göre, sonuç odaklı tedavi benimseyen jinekologların hastalarına müdahale etme ve girişimsel müdahalelerde bulunma hakları vardır. Seks yapma korkusu olarak bilinen vajinismus bazen bir cinsel işlev bozukluğu, bir sorun olmaktan çok fazla şey ifade edebilir, psikolojik birçok sorunun eşlik ettiği karmaşık bir ruhsal rahatsızlık olabilir. Bu nedenle vajinismusun birçok sebebi ve vajinismuslu kadının ihtiyacına göre değişen tedavi seçenekleri vardır. Temel olarak, girişimsel ve girişimsel olmayan şeklinde iki tedavi yöntemi vardır. Multidisipliner olarak çalışılan yataklı bir cinsel işlev bozuklukları kliniği söz konusu değilse, girişimsel müdahalede bulunma hakkı ülkemizde sadece hekimler ve özellikle jinekologlara aittir. Bu nedenle “parmak ve dilatatör uygulamaları” gibi girişimsel müdahaleleri içeren bir vajinismus tedavisini, cinsel işlev bozuklukları konusunda tecrübeli, psikoloji ve psikolojik danışma becerileri olan bir hekim uygulayabilir.
Çocukluğunda veya gençliğinde ruhsal veya bedensel travmalara maruz kalmış vajinismus vakalarında çok daha dikkatli olmak gerekir. Jinekologlar vajinismus sorunu olan bir kadını, gerektiğinde eşi olmadan, girişimsel müdahaleler içeren bir tedaviye alabilirler. Ancak sağlıklı bir anne-kız ilişkisinin kurulamadığı, taciz veya tecavüz gibi travmatik yaşantıların olduğu bir çocukluğa ve ergenliğe bağlı gelişen vajinismus olgularının tedavisi çok zor olabileceğinden, özel bir uzmanlık gerektirebilmektedir. Böyle bir tedavi, bazen girişimsel parmak ve dilatatör egzersizlerini kapsayabilir ve bu prosedürü uygulayacak olan hekimin psikolojik danışma ve cinsel terapi yapma becerisinin yanı sıra iyi bir jinekoloji ve psikiyatri bilgisine sahip olması gerekebilir. Sonuç olarak; travmatik geçmişi olan vajinismuslu kadının cinsel davranışlarındaki ciddi saldırgan ve kendine zarar verici eğilimlerin baskınlığı, gerçeklikle bağının geçici olarak kopmasına neden olabilir. Bunun sonucunda, vajinismuslu kadın bilinçdışının zorlamasıyla ortaya çıkan istemsiz fantezilerine gerçekmiş gibi inanmaya başlayabilir. Çünkü vajinismuslu kadın tetiklendiğinde, yani bugünün dünyasında bir şey meydana geldiğinde, bir şekilde geçmişteki yoğun travmatik olayı tekrar yaşayabilir. “Tetikleyici unsur” bir duygu, düşünce, temas, anı resmi, koku, vücut duyusu, fiziksel çevrede gerçekleşen bir olay veya başka bir kişinin davranışı olabilir. Vajinismuslu kadın için tetikleyici, hekimin yaptığı girişimsel parmak ve dilatatör girişleri olabilir. Bu durumda vajinismuslu kadın, geçmişte yaşadığı travmayı, görsel ve hissel olarak tüm duyu organlarıyla, duygusal bağlamda, gerçekmiş gibi tekrar yaşamaya başlayabilir. Duyguları, duyuları, hiç hoş olmayan şekilde yeniden yaşama ve aynı deneyimden yeniden geçme, ilk olarak asıl travma esnasında gerçekleşen görsel görüntüleri tekrar zihinde canlandırabilir. Vajinismuslu kadın bilişsel olarak travmanın geçmişte yaşanıp bittiğini bilse bile, “Aynı şek tekrar oluyor!” yanılsaması içine girebilir.
Otohipnoz – Kendi Kendine Hipnoz
Otohipnoz kişinin kendi kendini hipnotize etmesidir. Bunun için hastamız hipnotik transta iken hastamıza -sen benim seninle olduğumu ve sana yaptığım gibi sana hipnoz için verdiğim önerileri düşünerek kendi kendini hipnotize edeceksin. Sana vermiş olduğum ve senin kendi kendine verebileceğin aynı uyanma telkinlerini verebileceksin ki otohipnozdan uyanmama korkusuna sahip olmana gerek kalmasın. İlave olarak sizin otomatikman uyanabilmeniz için biri sizin yanınızda olmalı ya da başka bir kişi hipnotik durum esnasında size gereklidir. Bunun için sağ elinin başparmağını avuç içine, diğer dört parmağını da onun üzerine kapatıp hafif bir yumruk yapacaksın. Bu esnada gözlerini kapatacaksın ve sorunun hakkında kendi kendine telkin vereceksin. Artık kendi kendinin hipnozitörü oldun. Gerektiği hallerde ve yerde ototelkini kullanıp rahatlayabilirsin. Ancak bu kendi talebin ile ilgili hazırladığın telkinler doğrultusunda uygulayabileceksin. Onun dışında kullanmayacaksın. Ortalama tedavi süren 3-5 seans arasındadır- telikinini veririz. Otohipnozu başarmak için kullanılan daha az yaygın yollar veya metotlar da vardır. Bunlar, kasetçalar ile hastayı hipnotize ederek tedavi etmek, tedavi edici öneriler veya telkinler ve kendi yönteminizle uyanmak gibi çeşitli metotları içerisine alır. Hipnoz sonrasında hasta kaset çalacak ve daha sonraki hayali durumlarda hasta kendi kendine hipnotik duruma girebilecektir. Yazılı telkinlerle ve aynı yolun uygulanmasıyla bu başarılmıştır.
Hipnozun Yan Etkisi Yoktur
Hipnoz insanlık tarihi kadar eski ve güvenilir bir yöntemdir, bir şifa, huzur ve başarı aracıdır. Bilimsel bir yöntemdir. Ancak yine de farklı bir varoluşla kişinin kendisi hakkında bilinmeyenleri öğrenmesinin bir yolu olan hipnozun ehil ve deneyimli kişilerce yapılması gerekir. Çünkü biz hipnozu insanları uyutmak için değil aksine gizli gerçeklere yandırmak için kullanırız. Hipnoz öze dönüştür. İçsel ve öz kaynaklarımızın eczaneniz olarak kullanılmasıdır.
Cinsel Sağlık, Mutluluk Ve Başarı İçten Kaynaklanır!
Hipnoz sanılanın aksine başkalarının davranışlarını yönetmek ya da kendi iradelerine aykırı bir biçimde davranmalarını sağlamak amacı ile kullanılmaz. Hipnoz herkesin en olumlu yanları ile isteklerini gerçekleştirmesine izin veren öz benliğimizi idrak etmemizde ve doğal ahengi engelleyen duygusal sınırlarımızı yok etmede etkili olur. Cinsel birçok sorun ve rahatsızlık içsel kavram ve inançlarımızın bir sonucudur ve bir çözüm bulma girişimidir. Eğer en içsel duygularımızı ve inançlarımızı tanımaya, kabul etmeye ve değiştirmeye gönüllüysek, cinsel sorunlarımıza daha yapıcı çözümler bulabilir ve rahatsızlıktan tamamen kurtulabiliriz. Cinsel sağlık, mutluluk ve başarı daima içten kaynaklanır. Düzenli bir şekilde içsel kaynaklarımızla bağlantı kurduğumuzda iç benliğimizin dikkatimizi çekebilmesi için bizi hasta etmesine gerek kalmaz. Bu bakımdan hipnoz aslında hastalığı doğrudan tedavi etmez, hastanın telkin alma ve kabul etme yetisini arttırır. Ayrıca cinsel hastalıkların altında yatan faktörleri belirlememize yardımcı olur. Çünkü bilinçaltına atılan bir olay, hipnoz seansı sırasında birden akla gelebilir. Bu da özellikle insanın doğal dengelerini yeniden kurmasını sağlayarak, cinsel sorunların çözümüne katkıda bulunur.
Kaynak: Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı, Psikoterapist Cem KEÇE
Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı
SAĞLIKLI ve MUTLU BİR CİNSEL YAŞAMA YARDIMCI OLAN TEKNİKLER…
Yıllardır psikoterapi, evlilik terapisi ve cinsel terapi yapan Cinsel Terapist CEM KEÇE, cinsel sağlık alanındaki 20 yıllık deneyim ve birikimlerini bu kitapta okuyucularına sunuyor. Erken boşalma, sertleşme sorunları, cinsel isteksizlik, orgazm sorunları ve vajinismus gibi en sık görülen cinsel sorunlardan cinsel sapkınlıklara, güzel sevişme sanatından cinsel isteği arttırmanın yollarına, seks oyunlarından seks oyuncaklarına, kadim seks öğretilerinden yeni cinsel tedavi tekniklerine kadar, cinsellikle ilgili tüm konular ayrıntılı olarak irdeleniyor, çok özel tavsiyeleri ve pratik bilgileri içeriyor. Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı, kaynak kitap olarak bütün kütüphanelerde ve herkesin evinde bulunması gereken bir başyapıt…
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği – CİSED