Cinsel yaşamın ayıp ve günah olduğu öğretilen bir toplumda yaşıyoruz. Evlenmemiş kızlarımızın bakire olmalarının zorunlu tutuldukları, aksi durumlarda kan dökülen bu toplum; �kadının görevi evlenmek, çocuk doğurmak ve anne olmaktır" derken, cinsel yaşama karşı ilgi göstermeyen genç kızlara iyi gözle, cinsellik konuşan kızlara ise kötü gözle bakmış, fakat bu ruhsal baskının altında ne kadar çok insanımızın ezildiğini ise göz ardı etmiştir. İşte kökeni bu ikircilik olan bir cinsel işlev bozukluğu:Cinsel tiksinti bozukluğu.
Cinsel İlişkiden Tiksinme
Genellikle cinsel ilişkiden tümüyle uzak durma ve cinsel ilişkide bulunmaktan aşırı tiksinti duyma ile karakterize bir cinsel işlev bozukluğudur. Cinsel isteğin şiddetli bir derecede azaldığı veya hatta ortadan kalktığı cinsel isteksizliğin daha ileri bir aşamasıdır.
Cinsel tiksinti bozukluğu olan insanlar cinsel aktivitelerden kaçınırlar. Hatta cinsellik konularının konuşulmasından bile rahatsız olurlar. Tahmin edileceği gibi evli olanlarda bu durum belirgin bir sıkıntıya ve çiftler arasında ilişkilerde bozulmalara neden olur.
Nedenleri
*Çocukluk veya genç ergenlikte cinsel saldırıya veya tecavüze uğrama,
*Cinsel yaşam ile ilgili bilinçaltı suçluluk duygusunun olması,
*Cinselliğe yönelik çok güçlü utanç ve günah duygusu taşıma,
*Toplumsal önyargı veya kaygılar,
*Cinsel ilişki sırasında sürekli ağrı duyma,
*Baskıcı bir aile ortamında yetişme,
*Yatılı okullarda eğitim görme,
*Cinsel yaşamla ilgili bilgiden yoksun evlenme,
*Aynı zamanda idrar yapma veya dışkı organları olarak da görev yapan cinsel organların pis olduğu düşüncesi,
Cinsel tiksinti bozukluğu olan kişilere cinsel yönden yaklaşıldığında iğrenme, korku, kaygı yada utanç gibi duyguları ifade edebilecekleri gibi daha şiddetli durumlarda panik atağa varan sorunlar yaşanabilir.
Tedavi
*Cinsel terapi